Avukat Zeydan Altıncan


Barış Süreci: Bir toplumsal mutabakat mı, bir siyasi dayatma mı ?

.


Barış süreci dediğimiz olgunun birkaç egemen güç arasında olduğunu savunan toplumun bir kesimine karşı;  barışın sağlanabilmesi için ödenen bedellere karşılık bir kazanımın olması gerektiğini savunan toplumun diğer kesimi... Evet bu konuda toplum nezdinde bir uzlaşı olmadığı kesin lakin her iki tarafın öncü oluşumları bir barış sürecine girildiğinden ve barış ortamının sağlandığından emin görünüyor. Ancak halk nezdinde ve siyasi düzlemde bu bir zemine oturuyor mu?  

Türkiye'nin Osmanlı'dan beri mozaik bir yapıya sahip olması özelliği günümüzde de varlığını sürdürüyor.  Bu özelliğinden dolayı her dönemde dış müdahalelere maruz kaldığı apaçık bir gerçek başka bir deyişle ; birçok milliyetten insanı içinde barındıran bir yapıya sahip olması başka ülkelerin Türkiye'nin  iç meselelerine müdahil olmasına fırsat veriyor. Türk, Zaza, Kürt, Arap, Ermeni Vs Osmanlıdan ayrılan diğer bütün halklardan da insanların halen yaşamaya devam ettiği bir ülke konumunda . Bunun yanında jeopolitik konumu, coğrafi avantajları, siyasi ve tarihi geçmişi yönüyle her zaman etki altına alınmaya çalışılan ve birçok konuda menfaat elde edilmeye çalışılan bir ülke. Tüm bu sebepler düşünüldüğünde Türkiye'de iç huzurun sağlanabilmesi için Türkiye'nin vatandaşlarına eşit davranan, sosyal devlet anlayışı doğrultusunda hareket eden bir kimliğe sahip olması zorunludur. Bunun aksi düşünüldüğünde geçmişe baktığımızda elli yıla yakındır devam eden ve dış güçlerin müdahalesine fırsat veren bir sorunla karşı karşıya kalmayı kaçınılmaz bir hale getiriyor. Ülke içinde veyahut dışında birçok oluşumla hak arayışına giren Türkiye halkları toplum ve devlet arasında bir bağın olmadığını kimliklerinin yok sayıldığını dillerinin yok edilmeye çalışıldığını tarihlerinin inkar edildiğini  insanlarının faili meçhullere kurban gittiğini dahası bunların belli hükümetler döneminde bizzat devlet tarafından yapıldığını dile getirmiş ve buna karşılık olarak  gerek sivil gerek şiddet yanlısı örgütlenmelerle kendi varlığını koruma yoluna gitmişlerdir.  Kürt sorunu dediğimiz bu sorunun aslında bir vatandaşlık sorunu olduğu gerçek çünkü hangi milletten olursan olsun gerek etnik gerek dini sebeplerle halkına ve halkının gerçeklerine yüz çeviren bir devlet sorunu Cumhuriyet tarihi boyunca süregelmiştir.  Ancak toplumun belli kesimleri bu ayrımcılığı daha şiddetli bir şekilde yaşamıştır. Bu hak ihlalleri ve toplumsal ayrışma en nihayetinde devleti bir çıkmaza sürüklemiş ve mevcut dünya siyasetinin gereklerine göre devlet  eninde sonunda hatalarıyla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Bu yüzden bir kaç defa denenip başarısızlıkla sonuçlanan barış süreçleri yaşanmıştır.

2025 yılına gelindiğinde Türkiye'nin komşu ülkelerinin birçoğu istikrarsız iktidarlarla , güven ortamı bir türlü sağlanamamış siyasi ve toplumsal süreçlerle yönetilmektedir. Savaşın bir türlü sona erdirilemediği  neredeyse komşu devletlerin hiçbirinin siyasi istikrarı sağlayamadığı bir ortamda "bir orta doğu düzleminde"  en akıllıca çözümün kendi içinde tüm etnik, dini, milli kesimlerle barışı sağlayabilmek olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta ve bunun için de gerçek samimi adımların atılması gerçeği gün yüzüne çıkmaktadır.

Toplum olarak millet olarak varlığının kabul edilmesini isteyen ve bu konuda sağlam gerekçeleri olan halkların gerek dini gerek siyasi ve gerek sosyal anlamda  haklarının artık Türkiye'de anayasal güvenceye kavuşturulması gerekmektedir. Bunun için herhangi bir adımın atılmaması gerekli anayasal çalışmalara girişilmemesi gerçek bir barış sürecinden bahsetmemizi güçleştiriyor. Ayrıca insanların daha önce ki barış süreçlerinin başarısız olmasından dolayı bir güvensizlikleri de bulunuyor. Tüm bunların dışında egemen olmayan taraflarla bir barış olmayacağını savunanlar olduğu gibi herhangi bir kazanım olmadan; yaşanan onca şiddet olayının, dökülen göz yaşlarının bir karşılığının olması gerektiğini, barışın ancak bu şekilde sağlanabileceğini savunanların sayısı da bir hayli fazla. Düşüncemiz odur ki barışın biran önce sağlam temellere oturtulması gerekiyor.  Bütün Türkiye halkaları gibi biz de bir an önce barışın tüm tabana yayılması ve kalıcılığının sağlanması için gerekli adımların atılması gerekliliğini savunuyoruz.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.